Kariyer.net'e İlan Verdim Kendimden Geçtim

| 2 min

Twitter, Facebook, Linkedin’i denedik pek bişi çıkmadı. Sonunda İzmir’de olmanın umutsuzluğuyla kariyer.net’e ilan verdik. Başta bir ilan o kadar para etmez diye düşünmüştüm ama paranın hakkını veriyor!

O eşsiz UX

Beni en çok çeken o ajax loaderın dönüşü, anlayamazsınız…

Kariyer.net’in gerçek anlamda baş döndüren arayüzü bir süre sonra değişik bir “kafa” yapıyor. Gözleriniz saçma sapan yerlerde çıkan ajax loaderlara şaşı şaşı bakarken bir yandan da nereye tıklarsam nasıl beklenmedik bir “action” olacak diye tedirgin tedirgin geziniyorsunuz sitede. Ama şimdilik bu eşsiz UXi bir kenara bırakalım.

Halkın eğitimsiz olduğunu, hatta eğitimli sayılan üniversite gençliğinin bile eğitimsiz olduğunu biliriz ama yine de sokak röportajlarında “Türkiye’deki piramitleri çalmışlar” diyince “vay şerefsizler” diyen gençliğe şaşırırız ya, kariyer.net’e ilan vermek bana böyle bir duygu yaşattı.

CVlerdeki “bana bir adım yürüyene ben 10 adım yürürüm” gibi cümlelere inanmak zor, gerçekten yazmışlar mı fake mi troll mü diye düşünmeden edemiyorsunuz ama maalesef onlar gerçek!

Kariyer.net’in nasıl süper bir hizmet olduğunun kanıtı:

Neyse bu yazının amacı Kariyer.net’i “övmek” değildi, o deneyimi unutmak istiyorum.

İtiraf

Son seçimden sonra politikacılara kızmıştım halkı tanımıyorsunuz diye. Sen kendine bak derler adama. Asıl ben birlikte çalıştığım insanları tanımıyormuşum. Bizim sektörün insan kaynağındaki eksiklikleri, saçmalıkları biliyordum ama valla “bu kadar” olduğunu bilmiyordum. Gerçek anlamda aydınlandım.

Arada tek tük düzgün aday çıkmıyor da değil ama yine de sıkıntı büyük. Bu insanlarla yıllarca aynı sektörde çalışacağız. Yeri gelecek onların yönettiği ağlara dahil olacak, yeri gelecek onların yazdığı ürünleri kullanacağız. Vay bize vaylar bize…

Akademisyenler, akademisyenlerimiz…

Bir insan data structures bilmeden nasıl “bilgisayar mühendisliği diplolaması” alır Allah aşkına? Aradan 2-3 tane kaçmış olsa diyeceğiz ki bunlar istisna. Aradan 2-3 tane “bilen” zor çıkıyor. Yav bu nasıl iş? Bizim üniversitelerde bizim akademisyenler ne yapıyor? Koca bölümde bir kişi de çıkıp biz nasıl insan yetiştiriyoruz demez mi? Bunlar neden mezun olabiliyor?

Web projesi yapmış get/post, session, cookie bilmiyor, 4. sınıfa gelmiş veri tabanından bihaber… Bir de herkes mobilci olacak, oyun yazacak! Yav he he… Bu arkadaşlara sektörden bahsetseydiniz biraz keşke. Neyse bu konuya sonra geliriz.

Bitirme projelerinin adlarına bakıyorsun sanırsın ISS*‘e modül geliştirmişler, telefon ediyorsun daha projenin adını söyleyemiyor. Bitirme projesi mevusuna da başka zaman geliriz…

Üniversite hocaları “hocam biz Spring Framewok öğrenmeyecek miyiz?” gibi sorulara “onlar basit şeyler biz size burada işin teorisini öğretiyoruz, “dil”miş frameworkmüş onların hepsini öğrenirsiniz” temalı yanıtlar vermiyorlar mıydı? Eee nerede o teorik bilgiler?

İşin şekli buysa siz nolur teori öğretmeyin. Vallaha piyasaya böyle teori bilen insan lazım değil. Spring’i falan geçtim, Java’nın Eclipse olmadan compile olabildiğini öğretin yeter. Gerisini biz hallederiz!

Ülkemizde bilişim şirketinin yeni tanımı şudur: En az 6 ay ücretli eğitim veren yer. Fakat ücreti şirket öder, nasıl?

Velhasıl yazlım geliştirici arama sürecimiz ülkenin vasat mezunlarının Kariyer.net’in acayip sistemiyle birleşmesiyle bana ve ortağım Zafer’e unutulmaz bir deneyim yaşattı

*ISS: International Space Station

Konuyla ilgili bir tweet:

| Tags: eğitim and kariyer | Categories: hayat
comments powered by Disqus