Ölen maden işçilerinin arkasından konuşuyorum

| 2 min

13 Mayıs 2014 tarihinde Soma’da çok sayıda işçinin ölümüyle sonuçlanan maden kazası ardından ülkenin ve halkın zavallılığı bir kez daha tüm çıplaklığıyla gözler önüne serildi. Kazada ihmal gün gibi ortada ancak konuşulanlar ve yorumlar “bu daha başlangıç iş başında ölüme devam” dedirtiyor, ne yazık.

Boktan bir gelenek: Ölünün ardından konuşulmaz

İyimserlikle, “ölüler kendilerini savunamayacağı için onlar hakkında konuşmama geleneğimiz var” denilebilir. Bu geleneğin çıkış noktası akla yatkın gibi görünebilir ancak pratikte olayların örtülmesi, yanlışların üzerinde düşünülmeden konuların kapatılması için çokça istismar edilen bir gelenektir.

Gerçekleri tüm çıplaklığıyla söyleyerek belki bazı kafalarda en azından soru işaretleri çıkarırım umuduyla bu geleneğe uymayacağım.

Sorumlusu kim?

Özel sektör kömürün 1 tonunun maliyetini 130-140 dolardan 23.80 dolara indirirken [1] anlaşıldığı üzere bunu işçilerin güvenliklerinden çalarak yapmış. Burada suç özel sektörün değil devletindir. Özel sektör karını artırmak için her yola başvurur. Bu durum, her ne kadar ahlaki açıdan tartışmalı da olsa, içinde bulunduğumuz düzenin bir gerçeğidir. Bu düzende özel sektörün işçi haklarını, iş güvenliğini ve çalışma standatlarını ciddiye almasını devlet sağlar. Bu devletin görevidir.

Bu çerçevede Soma’daki facianın asıl sorumlusu devlettir, iktidardır. Peki iktidarı 3. kez seçen halkın bu işte hiç mi payı yok?

Masum halk çaresiz!

Eğer bu iktidar ilk kez seçilmiş olsaydı “halk bilemedi, kandırıldı” denilebilirdi belki. Ancak bu iktidar 12 yıldır 3. kez seçildi. Bu dönemde işçi haklarında ve iş güvenliğinde bir gelişme olmadı. Hadi sıradan vatandaş için bu gelişmeleri takip edip anlamak çok zor. Peki ya çok somut örnekler? Ananı da al git, Rizeli fındık üreticilerinin isyanları, et ithal edilmesiyle hayvancılık sektörünün yaralanması, Tuzla’da ardı arkası kesilmeyen ölümler, Zonguldak’ta ölen maden işçilerinin ardından “bu işin doğasında var” denmesi… Hepsini geçelim maaşlara zamcıktan başka bir şey yapılmadı. Örnekleri artımak mümkün ancak bu kadarının yetip artması gerek.

Bu iktidarın işçinin isteklerine yanıt vermesi hayal bile değil.

Kim haklı kim haksız

Maaşına zam yapmayan, fazla mesai yaptırıp parasını vermeyen, güvenliğini sağlamadan ölümüne çalıştıran şirketin devlet destekli olduğunu göremeyip, kendine verilen yardım paketiyle devlete minnettar olan insanlara kızmakta haksız mıyız? Bilemiyorum. Ortada eğitimsizliğe bağlı bir “düşünememe” sorunu var. Vatandaşın neden hala AKP’ye oy verdiği derin bir konu. Burada benim derdim gerçeklerin eğilip bükülmeden söylenebilmesi.

Beter olun Rizeli fındıkçılar

Rizeli fındık üreticisi isyan edip edip yeninden AKPyi seçince, “beter olun, sürünün, hakettiniz” diyenler, Soma’da neden “halkın suçu değil” diyor? Ölmek yanlışları siliyor mu? Bir durumun acı, trajik, üzücü olması gerçekleri değiştiriyor mu? Gerçekleri açıkça söylememek geleceği değiştirebilecek mi?

Çözüm

Yanlışların düzelmesi önce yanlışları kabullenmekle gelir. Biz halk olarak, seçimlerde işçi hayatını hiçe saydık, yaşam kalitesini umursamadık, var olana şükrettik. Şimdi ceremesini çekiyoruz. Bunu açıkça ortaya koymadan hiçbir şeyi düzeltemeyiz.

Önce insanların algılarını, düşüncelerini değiştirmeliyiz. Ölümlerin sorumlusunun iktidar olduğunu, bir daha seçilirlerse işçi ölümlerinin devam edeceğini anlatmalıyız ki bir dahaki seçimde yardım paketleri ağır basmasın.


[1] http://www.cnnturk.com/haber/turkiye/iste-soma-komur-isletmelerinin-gecmisi

| Tags: soma-maden-kazası, soma, işçi hakları, and eğitimsizlik | Categories: politika
comments powered by Disqus